Difference between revisions of "TTMIK seviye 8 ders 10"

From Korean Wiki Project
Jump to: navigation, search
 
Line 5: Line 5:
  
  
1. 귀가 밝다 = iyi kulaklara sahip olmak
+
1. 귀가 밝다 = iyi kulaklara sahip olmak
 
+
(밝다 = parlak olmak)
(밝다 = parlak olmak)
+
  
 
→ Aynen 눈 이 밝다 deyiminde olduğu gibi, harfi harfine çeviri "parlak olmaktır" ama asıl anlamı iyi kulaklara sahip olmanızdır. Korece'de “iyi duymak” veya “iyi duymak” 잘 들을 수 있다 veya 잘 들리다 şeklindedir, ancak çoğu durumda 귀'nizin 밝다 olduğunu söylemek daha doğaldır. Belirli bir durumda belirli bir sesi duyup duyamayacağınızı değil, işitme yeteneklerinizi ifade eder. İkincisi durumunda, "Açıkça duyamıyorum (diğer gürültü veya küçük ses nedeniyle)" anlamına gelecek şekilde "잘 안 들려요" diyebilirsiniz.
 
→ Aynen 눈 이 밝다 deyiminde olduğu gibi, harfi harfine çeviri "parlak olmaktır" ama asıl anlamı iyi kulaklara sahip olmanızdır. Korece'de “iyi duymak” veya “iyi duymak” 잘 들을 수 있다 veya 잘 들리다 şeklindedir, ancak çoğu durumda 귀'nizin 밝다 olduğunu söylemek daha doğaldır. Belirli bir durumda belirli bir sesi duyup duyamayacağınızı değil, işitme yeteneklerinizi ifade eder. İkincisi durumunda, "Açıkça duyamıyorum (diğer gürültü veya küçük ses nedeniyle)" anlamına gelecek şekilde "잘 안 들려요" diyebilirsiniz.
  
젊었을 때는 저도 귀가 밝았 는데, 지금 은 작은 소리 는 잘 안 들려요.
 
(= Gençken de kulaklarım iyi olurdu ama şu anda küçük sesleri duyamıyorum.)
 
  
 +
젊었을 때는 저도 귀가 밝았 는데, 지금 은 작은 소리 는 잘 안 들려요.
  
2. 귀 를 기울 이다 = bir sese veya birinin söylediklerine dikkat etmek, kulak kesilmek
+
(= Gençken de kulaklarım iyi olurdu ama şu anda küçük sesleri duyamıyorum.)
  
(기울 이다 = bir şeyi zayıflatmak için)
+
 
 +
2. 귀 를 기울 이다 = bir sese veya birinin söylediklerine dikkat etmek, kulak kesilmek
 +
(기울 이다 = bir şeyi zayıflatmak için)
  
 
→ Belirli bir sese dikkat etmek istediğinizde, doğal olarak kulaklarınızı sesin kaynağına yaklaştırmak istersiniz. Eğildiğiniz şey daha kesin olarak tüm vücudunuz olsa da, Korece'de bir şeye kulak verdiğinizi söylüyorsunuz.
 
→ Belirli bir sese dikkat etmek istediğinizde, doğal olarak kulaklarınızı sesin kaynağına yaklaştırmak istersiniz. Eğildiğiniz şey daha kesin olarak tüm vücudunuz olsa da, Korece'de bir şeye kulak verdiğinizi söylüyorsunuz.
 
귀 를 기울 이다 hem “bir şeyi iyi duymaya çalışmak” hem de “birinin söylediklerine dikkat etmek” anlamına gelebilir.
 
귀 를 기울 이다 hem “bir şeyi iyi duymaya çalışmak” hem de “birinin söylediklerine dikkat etmek” anlamına gelebilir.
  
아이들 이 선생님 이 해 주는 이야기 를 귀 를 기울여서 듣고 있었어요.
 
(= Çocuklar, öğretmenlerinin anlattığı hikayeyi tüm dikkatle dinliyorlardı.)
 
  
 +
아이들 이 선생님 이 해 주는 이야기 를 귀 를 기울여서 듣고 있었어요.
  
3. 귀에 대고 속삭 이다 = birinin kulaklarına fısıldamak
+
(= Çocuklar, öğretmenlerinin anlattığı hikayeyi tüm dikkatle dinliyorlardı.)
  
(대다 = bir şeyi başka bir şeye yaklaştırmak için, 속삭 이다 = fısıldayarak)
+
 
 +
3. 귀에 대고 속삭 이다 = birinin kulaklarına fısıldamak
 +
(대다 = bir şeyi başka bir şeye yaklaştırmak için, 속삭 이다 = fısıldayarak)
  
 
→ “Birinin kulaklarına fısıldamak” için sadece 귀에 속삭 이다 diyebilirsiniz, ancak 대고 kısmı fısıldamadan önce birine yaklaşma eylemini tanımlamak için kullanılır. 귀에 대다 kulağa yaklaştırmak veya dokunmak anlamına gelir, ve bu durumda, bu birinin ağzıdır.
 
→ “Birinin kulaklarına fısıldamak” için sadece 귀에 속삭 이다 diyebilirsiniz, ancak 대고 kısmı fısıldamadan önce birine yaklaşma eylemini tanımlamak için kullanılır. 귀에 대다 kulağa yaklaştırmak veya dokunmak anlamına gelir, ve bu durumda, bu birinin ağzıdır.
  
귀에 대고 속삭 이지 말고 크게 말해요.
 
(= Birbirinize gizlice fısıldamayın. Yüksek sesle konuşun (herkese).)
 
  
 +
귀에 대고 속삭 이지 말고 크게 말해요.
  
4. 귀 먹다 = sağır olmak, duyamamak
+
(= Birbirinize gizlice fısıldamayın. Yüksek sesle konuşun (herkese).)
  
(먹다 = yemek)
+
 
 +
4. 귀 먹다 = sağır olmak, duyamamak
 +
(먹다 = yemek)
  
 
→ Birisi bir şeyi iyi duyamadığında, 귀 먹다 veya 귀가 먹다 ifadesini kullanabilirsiniz.
 
→ Birisi bir şeyi iyi duyamadığında, 귀 먹다 veya 귀가 먹다 ifadesini kullanabilirsiniz.
 
Başlangıçta 먹다 kelimesi yemektir, ancak bu durumda değil. 귀 (가) 먹다 yaşlılık nedeniyle işitemeyen biri için kullanılabilir, ama aynı zamanda insanların duyabilseler bile, duyduklarını anlamayan veya önemsemeyen birine “귀 먹었어 (요)?” dediğini de duyabilirsiniz.
 
Başlangıçta 먹다 kelimesi yemektir, ancak bu durumda değil. 귀 (가) 먹다 yaşlılık nedeniyle işitemeyen biri için kullanılabilir, ama aynı zamanda insanların duyabilseler bile, duyduklarını anlamayan veya önemsemeyen birine “귀 먹었어 (요)?” dediğini de duyabilirsiniz.
  
저 귀 안 먹었 어요. 조용히 말해요.
 
(= Sağır değilim. Sessizce konuşun.)
 
  
 +
저 귀 안 먹었 어요. 조용히 말해요.
  
5. 귀가 간지럽 다 = biri arkasından konuşuyormuş gibi hissetmek, kulağı çınlamak
+
(= Sağır değilim. Sessizce konuşun.)
  
(간지럽 다 = kaşıntılı hissetmek)
+
 
 +
5. 귀가 간지럽 다 = biri arkasından konuşuyormuş gibi hissetmek, kulağı çınlamak
 +
(간지럽 다 = kaşıntılı hissetmek)
  
 
Herkesi gözetlemenin ve insanların senin hakkında ne zaman konuştuğunu bilmenin bir yolu yok, ama sen etrafta yokken insanların senin hakkında konuştuğundan bahsederken bu "귀가 간지럽 다" ifadesini kullanabilirsin. Genellikle geçmiş zamanda, yokluğunda insanların senin hakkında konuştuğunu öğrendikten sonra kullanılır.
 
Herkesi gözetlemenin ve insanların senin hakkında ne zaman konuştuğunu bilmenin bir yolu yok, ama sen etrafta yokken insanların senin hakkında konuştuğundan bahsederken bu "귀가 간지럽 다" ifadesini kullanabilirsin. Genellikle geçmiş zamanda, yokluğunda insanların senin hakkında konuştuğunu öğrendikten sonra kullanılır.
  
어쩐지 오늘 귀가 간지러 웠어요.
 
(= Kulaklarımın bugün kaşınmasına şaşmamalı. = Benim hakkımda konuştuğunu görüyorum.)
 
  
 +
어쩐지 오늘 귀가 간지러 웠어요.
  
6. 귀가 얇다 = Başkalarının söylediklerinden kolayca etkilenmek
+
(= Kulaklarımın bugün kaşınmasına şaşmamalı. = Benim hakkımda konuştuğunu görüyorum.)
  
(얇다 = ince olmak)
+
 
 +
6. 귀가 얇다 = Başkalarının söylediklerinden kolayca etkilenmek
 +
(얇다 = ince olmak)
  
 
→ Kulaklarınız zayıfsa kelimelerin beyninize girmesi ve girmesi kolay olacaktır.
 
→ Kulaklarınız zayıfsa kelimelerin beyninize girmesi ve girmesi kolay olacaktır.
 
귀가 얇다 birisinin duyduklarından kolayca etkilendiğini söylemenin mecazi bir yoludur.
 
귀가 얇다 birisinin duyduklarından kolayca etkilendiğini söylemenin mecazi bir yoludur.
  
그 사람 은 귀가 얇아서 설득 하기 쉬워요.
 
(= İnsanların söylediklerinden kolayca etkilenir, böylece ikna etmesi kolaydır.)
 
  
 +
그 사람 은 귀가 얇아서 설득 하기 쉬워요.
  
7. 귀에 못 이 박히도 록 (듣다) = zaten bir şeyi çok fazla duymuş olmak
+
(= İnsanların söylediklerinden kolayca etkilenir, böylece ikna etmesi kolaydır.)
  
(못 = nasır, 박히다 = gömülecek, sıkışacak, - 도록 = ... ölçüsünde)
+
 
 +
7. 귀에 못 이 박히도 록 (듣다) = zaten bir şeyi çok fazla duymuş olmak
 +
(못 = nasır, 박히다 = gömülecek, sıkışacak, - 도록 = ... ölçüsünde)
  
 
→ 못 genellikle "yapamam" veya "çivi" anlamına gelir, ancak bu durumda, ağır kullanım nedeniyle elinizdeki nasır veya sertleşmiş cildi ifade eder. Bir şeyi defalarca duyduğunda kulağınız (mecazi olarak) bundan dolayı sertleşmiş bir cilde sahip olacaktır, bu yüzden 귀에 못 이 박히도 록 (듣다) dediğinizde, bir şeyi tekrar tekrar (duyduğunuz) anlamına gelir, o kadar ki sizi hasta eder veya üzür .
 
→ 못 genellikle "yapamam" veya "çivi" anlamına gelir, ancak bu durumda, ağır kullanım nedeniyle elinizdeki nasır veya sertleşmiş cildi ifade eder. Bir şeyi defalarca duyduğunda kulağınız (mecazi olarak) bundan dolayı sertleşmiş bir cilde sahip olacaktır, bu yüzden 귀에 못 이 박히도 록 (듣다) dediğinizde, bir şeyi tekrar tekrar (duyduğunuz) anlamına gelir, o kadar ki sizi hasta eder veya üzür .
  
그 얘기 는 귀에 못 이 박히도 록 들었어요.
+
 
(= Bu hikayeyi çok duydum. Tekrar duymaya ihtiyacım yok.)
+
그 얘기 는 귀에 못 이 박히도 록 들었어요.
 +
 
 +
(= Bu hikayeyi çok duydum. Tekrar duymaya ihtiyacım yok.)

Latest revision as of 01:40, 4 February 2021

귀, kulak ile ilgili İleri Düzey Deyimsel İfadeler dersidir! Bu seride tanıtılan ifadeleri tam olarak anlamak ve kullanmak için, cümlelerin gramer yapısını anlamanız çok önemlidir. Aşina olmadığınız bir gramer noktasıyla karşılaştığınızda, lütfen geri dönün ve ilgili dersleri gözden geçirin.

Anahtar Kelime 
귀 = Kulak


1. 귀가 밝다 = iyi kulaklara sahip olmak
(밝다 = parlak olmak)

→ Aynen 눈 이 밝다 deyiminde olduğu gibi, harfi harfine çeviri "parlak olmaktır" ama asıl anlamı iyi kulaklara sahip olmanızdır. Korece'de “iyi duymak” veya “iyi duymak” 잘 들을 수 있다 veya 잘 들리다 şeklindedir, ancak çoğu durumda 귀'nizin 밝다 olduğunu söylemek daha doğaldır. Belirli bir durumda belirli bir sesi duyup duyamayacağınızı değil, işitme yeteneklerinizi ifade eder. İkincisi durumunda, "Açıkça duyamıyorum (diğer gürültü veya küçük ses nedeniyle)" anlamına gelecek şekilde "잘 안 들려요" diyebilirsiniz.


젊었을 때는 저도 귀가 밝았 는데, 지금 은 작은 소리 는 잘 안 들려요.

(= Gençken de kulaklarım iyi olurdu ama şu anda küçük sesleri duyamıyorum.)


2. 귀 를 기울 이다 = bir sese veya birinin söylediklerine dikkat etmek, kulak kesilmek
(기울 이다 = bir şeyi zayıflatmak için)

→ Belirli bir sese dikkat etmek istediğinizde, doğal olarak kulaklarınızı sesin kaynağına yaklaştırmak istersiniz. Eğildiğiniz şey daha kesin olarak tüm vücudunuz olsa da, Korece'de bir şeye kulak verdiğinizi söylüyorsunuz. 귀 를 기울 이다 hem “bir şeyi iyi duymaya çalışmak” hem de “birinin söylediklerine dikkat etmek” anlamına gelebilir.


아이들 이 선생님 이 해 주는 이야기 를 귀 를 기울여서 듣고 있었어요.

(= Çocuklar, öğretmenlerinin anlattığı hikayeyi tüm dikkatle dinliyorlardı.)


3. 귀에 대고 속삭 이다 = birinin kulaklarına fısıldamak
(대다 = bir şeyi başka bir şeye yaklaştırmak için, 속삭 이다 = fısıldayarak)

→ “Birinin kulaklarına fısıldamak” için sadece 귀에 속삭 이다 diyebilirsiniz, ancak 대고 kısmı fısıldamadan önce birine yaklaşma eylemini tanımlamak için kullanılır. 귀에 대다 kulağa yaklaştırmak veya dokunmak anlamına gelir, ve bu durumda, bu birinin ağzıdır.


귀에 대고 속삭 이지 말고 크게 말해요.

(= Birbirinize gizlice fısıldamayın. Yüksek sesle konuşun (herkese).)


4. 귀 먹다 = sağır olmak, duyamamak
(먹다 = yemek)

→ Birisi bir şeyi iyi duyamadığında, 귀 먹다 veya 귀가 먹다 ifadesini kullanabilirsiniz. Başlangıçta 먹다 kelimesi yemektir, ancak bu durumda değil. 귀 (가) 먹다 yaşlılık nedeniyle işitemeyen biri için kullanılabilir, ama aynı zamanda insanların duyabilseler bile, duyduklarını anlamayan veya önemsemeyen birine “귀 먹었어 (요)?” dediğini de duyabilirsiniz.


저 귀 안 먹었 어요. 조용히 말해요.

(= Sağır değilim. Sessizce konuşun.)


5. 귀가 간지럽 다 = biri arkasından konuşuyormuş gibi hissetmek, kulağı çınlamak
(간지럽 다 = kaşıntılı hissetmek)

Herkesi gözetlemenin ve insanların senin hakkında ne zaman konuştuğunu bilmenin bir yolu yok, ama sen etrafta yokken insanların senin hakkında konuştuğundan bahsederken bu "귀가 간지럽 다" ifadesini kullanabilirsin. Genellikle geçmiş zamanda, yokluğunda insanların senin hakkında konuştuğunu öğrendikten sonra kullanılır.


어쩐지 오늘 귀가 간지러 웠어요.

(= Kulaklarımın bugün kaşınmasına şaşmamalı. = Benim hakkımda konuştuğunu görüyorum.)


6. 귀가 얇다 = Başkalarının söylediklerinden kolayca etkilenmek
(얇다 = ince olmak)

→ Kulaklarınız zayıfsa kelimelerin beyninize girmesi ve girmesi kolay olacaktır. 귀가 얇다 birisinin duyduklarından kolayca etkilendiğini söylemenin mecazi bir yoludur.


그 사람 은 귀가 얇아서 설득 하기 쉬워요.

(= İnsanların söylediklerinden kolayca etkilenir, böylece ikna etmesi kolaydır.)


7. 귀에 못 이 박히도 록 (듣다) = zaten bir şeyi çok fazla duymuş olmak
(못 = nasır, 박히다 = gömülecek, sıkışacak, - 도록 = ... ölçüsünde)

→ 못 genellikle "yapamam" veya "çivi" anlamına gelir, ancak bu durumda, ağır kullanım nedeniyle elinizdeki nasır veya sertleşmiş cildi ifade eder. Bir şeyi defalarca duyduğunda kulağınız (mecazi olarak) bundan dolayı sertleşmiş bir cilde sahip olacaktır, bu yüzden 귀에 못 이 박히도 록 (듣다) dediğinizde, bir şeyi tekrar tekrar (duyduğunuz) anlamına gelir, o kadar ki sizi hasta eder veya üzür .


그 얘기 는 귀에 못 이 박히도 록 들었어요.

(= Bu hikayeyi çok duydum. Tekrar duymaya ihtiyacım yok.)