TTMIK seviye 5 ders 28

From Korean Wiki Project
Revision as of 06:08, 14 September 2011 by Efsun (Talk | contribs)

(diff) ← Older revision | Latest revision (diff) | Newer revision → (diff)
Jump to: navigation, search


Bu dersimizde -(으)ㄹ 수 밖에 없다 (-(ı)l su pag-ke obt-ta) yapısına bakacağız. Bu yapı önceki derslerimizde gördüğümüz iki gramer yapısının birleşimidir. 2. Seviye 17. Dersimizde "birşeyi yapamam" diyeceğiniz zaman kullanılan -(으)ㄹ 수 없다 nasıl kullanacağınızı görmüştünüz ve 3. Seviye 18. Dersimizde "dışında bir şey" anlamını verip olumsuz cümlelerde kullanılan 밖에 nasıl kullanacağınızı görmüştük.


-(으)ㄹ 수 없다 (-(ı)l su opt-ta) = -mamak
Örnek) 할 수 없어요. (hal su obs-so-yo) = Yapamam.
Örnek) 볼 수 없어요. (pol su obs-so-yo) = Göremem.


밖에 + olumsuz cümle = dışında bir şey
Örnek) 이거 밖에 없어요. (i-go pag-ke obs-so-yo.) = Bunun dışında bir şey yok.
Örnek) 3명 밖에 안 왔어요. (sem-yon pag-ke an oas-so-yo.) = 3 kişi dışında kimse gelmedi.


İki gramer yapısını bir arada kullandığınızda, 밖에 (pag-ke) 수 (su) 'dan sonra gelir. Çünkü 밖에 sadece isimlerle kullanılır ve 수 (su) "yol" "fikir" "yöntem" "çözüm" anlamında bir isimdir.


→ -(으)ㄹ 수 없다 + 밖에 = -(으)ㄹ 수 밖에 없다


-(으)ㄹ 수 밖에 없다 kelime anlamı "BUNUN dışında yapabileceğiniz bir şey yok" ya da "bu çözümlerden başka bir şey yok" tur. İngilizce'ye çevrildiğinde birşeyi "sadece yapabilmek" ya da "başka çareniz yok ama " anlamına gelir.


Örnekler
1. 사다 → 살 수 밖에 없다
= satın almak dışında seçeneğin yok
= satın almaktan başka seçeneğin/çaren/şansın yok (el mecbur satın alacaksın)


2. 포기하다 → 포기할 수 밖에 없다
= vazgeçmek dışında seçeneğin yok
= vazgeçmekten başka seçeneğin yok


3. 좋아하다 → 좋아할 수 밖에 없다
= beğenmekten başka seçeneğin yok


-(으)ㄹ 수 밖에 없다 birşeyi yapmak için ya da belli durumlarda olduğunda "olağandan öte" ya da "apaçık beklenmekte" "belli ki…" anlamına da gelebilir.


Örnekler
1. 어렵다 → 어려울 수 밖에 없다
= belli ki zor olacak (zor olacağı apaçık ortada)


2. 비싸다 → 비쌀 수 밖에 없다
= belli ki pahalı olacak


3. 시끄럽다 → 시끄러울 수 밖에 없다
= belli ki gürültülü olacak (kesin gürültülü olacak)


Örnek cümleler


1. 어제 술을 많이 마셔서, 오늘 피곤할 수 밖에 없어요.
(o-ce su-rıl ma-ni maş-yo-so, o-nıl pi-gun-hal su pag-ke obs-so-yo.)
= Dün çok içtiği için bugün kesin yorgun olacak.
= Dün çok içtiği için bugün yorgun olmaktan başka yol yok.


2. 미안하지만 이렇게 할 수 밖에 없어요.
(bi-an-ha-ci-man i-roh-ke hal su pag-ke obs-so-yo.)
= Özür dilerim ama böyle yapmaktan başka çarem yok.


3. 그럴 수 밖에 없어요.
(kı-rol su pag-ke obs-so-yo.)
= Kesin öyle olacak.
= Belli ki öyle olacak.
= Öyle olması beklenmekte.
= Elden bir şey gelmez.


4. 또 이야기할 수 밖에 없어요.
(to i-ya-gi-hal su pag-ke obs-so-yo.)
= Yine anlatmaktan başka çarem yok.


5. 걱정이 될 수 밖에 없어요.
(kog-con-i tel su pag-ke obs-so-yo.)
= Elbette endişeliyim.


** Bir çok durumda -(으)ㄹ 수 밖에 없어요 ile 안 -(으)ㄹ 수가 없어요 yer değiştirebilirsiniz.